Etiket: muhammet yazıcı

Kur’an-ı Kerim ile münasebetimizde dikkat etmemiz gerekenler neler? Neleri gözden kaçırıyoruz? Nelere dikkat etmemiz gerekiyor?

Allah hakkı olarak adlandırılan dinin emir ve yasaklarında ilk bakışta direk olarak insana zarar vermeyen, lakin dinin yasak kıldığı ve hukûkullah altında mütalaa edilen hususların da en temelde toplumsal hayatı ve insanı korumak, onun onur ve haysiyetini muhafaza etmek için vaz edilmiş emir ve yasaklar olduğunu görebiliriz.

Araplar binicisine zorluk çıkarmadan çöküp kalktığı için uysal deveye “baîr muabbad” derler. Bu yönüyle dinde ibadet, Allah’a boyun eğmek, şekli belli kalıbı, maruf bir takım uygulamaları yerine getirmek demektir.

Beden insanın zindanıdır. İnsan ancak kalp ve ruhun hayat derecesine yükseldiğinde hilkatinin gayesini yerine getirmiş olur. Mevlana’nın tabiriyle, “hangi tohum yere ekildi de bitmedi? Ne diye insan tohumundan şüphe edip duruyorsun?” Bunun için insanın hayatı dünyadan ibaret sayılamaz.

Şehir iki ana bloktan oluşuyordu. Şehrin yüzde altmışını Araplar, yüzde kırkını Yahudiler oluşturuyordu. Rakamla ifade etmek gerekirse, altı bin Arap, dört bin Yahudi vardı Yesrib’te.

Evet, maalesef bugün İslam’ın inanç ve hukukî yanı kadar, hatta onda biri kadar sevgi ve muhabbet nazara verilmiyor. Belki millet ve ümmet olarak içinde bulunduğumuz sıkıntılı durumun sebebi bu.

Müslümanın Ramazan hazırlığı, üç ayların girmesiyle başlar. Recep ve Şaban aylarını ne kadar verimli geçirebilirsek Ramazan’ın yoğun atmosferine o kadar kolay uyum sağlarız.

Az önceki cevabın girizgâhı bunu yanıtlıyor aslında. Arap dili çalışmaları Irak’ta, sonradan Araplaşanlar arasında doğup gelişti.

başarı veya başarısızlık bize ait kavramlar değildir. İslam hiçbir işte başarıyı emretmez. Emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmamızı emreder. Başaralım veya başarmayalım, önümüze konulmuş hedefe doğru yılıp usanmadan, azim ve kararlılıkla yürümemizi, yani istikamet üzere olmamızı ister.

Gözün görmesi nasıl ışığa bağlıysa, insanın dünya ve ahiret saadeti onu tanımaya ve hayatını hayat edinmeye bağlıdır. Işık olmayınca göz açık olsa da nasıl görmezse, o sultan-ı zîşan hayatımızın merkezinde olmadığında en mükemmel beşeri vasıflara sahip olsak bile dünya ve ahirette aydınlığa çıkmamız düşünülemez.